Ortodontik Tedavide Yaşın Önemi
Ortodontik Tedavide Yaşın Önemi

Hastalarımızın en çok sorduğu soruların başında ortodontik tedaviye  kaç yaşında başlanmalı ya da ortodontik tedavi için geç kalınıp kalınmadığı gelir. Bu sorunun cevabı ortodontik tedavide yaş yoktur şeklindedir. Yani her yaşta ortodontik tedavi yapılabilir. Ama bu ortodontik tedavi için yaşın önemi yoktur şeklinde anlaşılmamalıdır. Tam tersine yaş çok önemlidir çünkü her yaş için tedavi alternatifleri farklıdır.

Çocukluk Çağında Ortodonti:

Diş hekimi olarak ilk dişlerin çıktığı yenidoğan döneminden itibaren diş fırçalama ve ağız bakımına başlanmasını öneriyoruz. Bu ilk çıkan süt dişlerimiz her ne kadar ileride değişecek olsa da ağız hijyeni yeterli sağlanamazsa bu dişlerde çürükler oluşması nedeniyle erken yaşlarda madde kayıpları olabiliyor veya düşmesi gereken zamandan önce çekilmeleri gerekebiliyor. Böyle durumlarda nasıl olsa süt dişidir, değişecek mantığı ile yaklaşılmamalı, gereken dolguları zamanında yaptırılmalıdır. Çünkü çürük nedeniyle zamanından erken çekilen veya düşen süt dişinin boşluğu yanındaki diğer dişlerin kayması ile bir miktar kapanacak, bu durumda da ileride bu süt dişinin yerine çıkacak olan daimi dişin yeri daralacaktır.

İşte en başından itibaren koruyucu ortodonti adı altında süt dişleri döneminde varsa çürük dişlerin tesbiti ve gereken tedaviler için pedodonti uzmanına gönderilmesi açısından çocukluk çağında mümkün olan en erken dönemde ortodontik muayeneye götürmekte fayda vardır.

Ancak ortodontik tedaviye başlama yaşı dendiğinde ağıza takılacak bir aparattan bahsedildiği anlaşıldığı için böyle bir tedaviye ihtiyaç olup olmadığını belirlemek açısından genellikle öndeki süt dişlerinin değişip daimi dişlerin çıkmaya başladığı 7-9 yaşları arası dönem beklenir. Çünkü bu döneme kadar süt dişlerinde görülen aralanmalar, ya da çapraşıklıklar bir süre sonra kendiliğinden düzelebilir veya normal gelişimin bir parçası olabilir.

Sadece bazı çene kemiğin ilgilendiren iskeletsel problemlerde, özellikle genetik yatkınlık da varsa tedaviye süt dişleri döneminde, mümkün olan en erken yaşta başlamak gerekebilir. Buna en iyi örnek alt çenenin öne doğru büyümesinin üst çeneden daha hızlı olduğu ve ailede de çene ucunun sivri veya büyük çene görünümünün olduğu hastalar verilebilir. Bu tip bir problemin görüldüğü anda tedaviye başlanması gerektiği şeklinde teorik bilgilerimiz vardır ama yine de aile ve hekimin ortak kararı ile takıp çıkarılabilen bir apareyin çocuk tarafından tolere edilebileceği yaşa kadar beklemek doğru karar olacaktır.

7-9 yaşları arasında özellikle alt kesici dişler ağızda görülmeye başladığında ailelerin telaşla ortodonti uzmanına koştuğu sık görülür. Çünkü bu yaşta ilk çıkan dişler çenelerin nihai genişliğe ulaşmaması nedeniyle geçici darlığı nedeniyle üst üste veya biri önde diğeri arkada gibi çıkabilirler. Bu dönemde ortodonti uzmanı muayenesinde gereklilik görmedikçe tedaviye başlamayacak, çenelerin normal gelişimi ile düzelmelerini bekleyebilir. Bazen de normalde olması gerekenden çok daha fazla çapraşıklık gördüğünde ve daimi dişlerin doğru yerleşmesini engelleyecek kadar çene darlığı olduğuna karar verdiğinde takıp çıkarılabilen vidalı apareyler ile tedavisine başlayabilir.

Bazı durumlarda iki aşamalı tedavi gerekebilir. Örneğin üst çene darlığı erken yaşta teşhis edilmiş bir hastada bu duruma erken müdahale etmek ve gereken genişliğe ulaşmasını sağlamak hem üst çenenin hem de alt çenenin gelişiminin doğru yönlendirilmesi sağlanır. Daha sonra daimi dişlerin hepsi çıktıktan sonra tedaviye sabit apareylerle devam edilebilir. Böyle iskeletsel  veya fonksiyonel problemlerde ileride nasıl olsa sabit tedavi yapılacak diye erken tedavi aşamasını atlamamak gerekir çünkü çene genişletmesinin belli bir yaş sınırı (alt çenede köpek dişleri çıkana kadar) vardır ve ayrıca erken yaşta üst çenenin genişletilmesi burun yollarını da genişleteceğinden burundan nefes almayı rahatlatarak alt ve üst çene gelişimini normale çevirmede büyük yarar sağlayacaktır.

Daimi Dişler Döneminde Ortodonti:

12-13 yaşları civarında ağızdaki tüm süt dişlerinin değişip daimi (kalıcı) dişlerin tamamlanması beklenir. Bu yaştan sonra hareketli apareylerle tedaviden daha  az yarar sağlanır ve önerilmez. Dişlerin üzerine sabit olarak yapıştırılan braketlerle veya sabit genişletme apareyleri ile yapılan tedaviler bu yaşlardan sonra daha hızlı ve kalıcı sonuç verir. Sabit ortodontik tedavi aşaması bir çok mekanik ve tekniğin bir arada kullanıldığı ortalama iki yıl süren bir aktif tedavi dönemi ile bunu izleyen ve elde edilen iyileşmelerin kalıcılığını sağlamayı amaçlayan pekiştirme tedavisi dediğimiz en az 3 yıllık bir aşamayı içerir.

Aktif sabit tedavi aşamasında braket denilen dişler üzerine yapıştırılan tutuculara ark telleri yerleştirilerek bunlar üzerinden dişlere istenilen kuvvetler uygulanarak diş hareketleri sağlanır. Aynı anda birçok dişin hareketi kontrollü bir şekilde sağlanabilir.

Fonksiyonel tedavi denilen tedavi şekli de bu dönemde çenelerin gelişimini yönlendirmek amacıyla sabit apareylere eklenen hareketli parçalarla (yüz maskesi, headgear apareyi, ağız içi elastikler) veya sabit fonksiyonel aparatlarla (sabit yaylar, itici tüpler vs) kombine bir şekilde yürütülebilir.

Aktif tedavi döneminin bitiminde geçilen pekiştirme aşamasında ağızdaki görünen veya görünmeyen sabit apareyler çıkarılarak ya dişlerin dil tarafındaki görünmeyen yüzeylerine sabit ince teller yapıştırılır ya da takıp çıkarılabilen şeffaf ya da akrilik aparatlar kullandırılır.

Yetişkinlerde Ortodonti:

Çocukluk veya ergenlik döneminde tedavi olamamış, dişlerinin veya çenelerinin görünüş veya kapanışından memnun olmayan yetişkin hastalar için de ortodontik tedavi mümkündür. Özellikle çalışma hayatının içerisinde veya sosyal hayatta tellerin görüntüsünden çekinen ileri yaşlardaki hastalar için geliştirilen pek çok estetik tedavi alternatifi yetişkinlerde ortodontiyi çok daha yaygın hale getirmiştir. Şeffaf braketler, dişlerin iç tarafına yapıştırılan lingual braketler gibi sabit ortodontik tedaviyi daha estetik hale getiren alternatifler üretildiği gibi, şeffaf takıp çıkarılabilen plaklarla uygulanan tedavi prosedürleri de ortodontistlerin ve hastaların seçeneklerini oldukça genişletmiştir.

Yetişkinlerde her türlü ortodontik diş hareketi sağlanabilir ancak çene kemiklerini ilgilendiren problemlerin sadece ortodontik tedavi ile düzseltilmesinde sınırlar mevcuttur. Özellikle ciddi iskeletsel problemlerin varlığında yetişkinlerde büyüme gelişim aşamasında yönlendirerek düzeltme seçeneği de ortadan kalktığı için cerrahi alternatifler devreye girer. Plastik cerrahla ortodonti uzmanının birlikte yürüttüğü ortognatik tedaviler tam da bu yaşlar ve durumlar için uygulanan ve hastaların hem dişlerinin hem de tüm yüz estetiğinin sağlanmasında oldukça önemli katkılar sağlayan tedavilerdir.